İstanbul Sözleşmesi Kadınları Korur Mu?
Hemen belirtmek gerekir ki; bu uluslararası kanun koyucu anlaşmanın isminin İstanbul Sözleşmesi olmasıyla,Onu yerel ve bize özgü bir hukuk metnine indirgemek çok haksız bir görüştür. Kökeni bütün insan hakları metinlerine ilerici burjuva Devrimlerine ve Sovyetlerin faşizmi ezmesinin yarattığı iklime kadar gider. Sanki kadının birey olarak kendi ayakları üzerinde durduğu modern zamanlardaki ‘Artık Yeter Çığılığı’ gibidir. Adının İstanbul Sözleşmesi olması Türkiye Cumhuriyeti Hariciyesinin başarılı bir işgüzarlığı ile (Ne yazık ki artık bu diplomatların suyunun suyu bile kalmadı Hariciyemizde) ile Dönemin Cahil Ahmet Davutoğlu’sunun gözünün boyaması sonucu Avrupa Konseyinin Türkiye Nezdindeki Dönem Başkanlığı’nın son icraatı olmasındandır. Nasıl da başarı -ki aslında başarı- diye yutturmuşlardır Takunyalılara J (Zira Abdullah Gül’de Cumhurbaşkanı o zaman). Yani anlatmak istediğim kısaca bu takunyalıların öyle bir metni bırakın uygulamak anlamak gibi bir dertleri ve vizyonları yok. Zir