Sovyet Sineması Ekseninde Bir Film: Kamo, Sosyalist Gerçekçilik, Araç-Amaç Diyalektiği ve Parti Üzerine Bir Deneme…
Başlığa bak ne alakası var dedirtecek cinsten. Ama öyle değil. Arşimet’in dediği gibi bana bir destek noktası verin dünyayı yerinden kaldırayım. Haa destek noktası da arayıp durduğumuz yok. Bize bir silah verildi ve yağlayıp çalıştığını ve parladığını görüp o güne kadar duvarda asılı tutuyor da değiliz. Arayışlarımıza son verdik. Evet. Çünkü sürekli çalışan ve attığını vuran bir silahımız var. Her ne kadar teknoloji ve zaman ilerlese de gez gör arpacık yerine bir sürü havalı işlev eklense de biz silahı tutana ve tetiği çekene bakarız. Zira mermiyi hedefe gönderecek olan odur. Havalı bir giriş oldu sanırsam devam edelim. Şimdi silahımızı hedefe doğrultmak yerine orasını burasını karıştıran, kabzasında daha fazla mermi olsun. Üzerinde hedefi daha büyük gösteren bir nişangah olsun. Merminin barutunu öyle bi yapalım ki iki kat hızlı gitsin diyenler olabilir. Olsun… Bize ne... “Onlar her zaman olacaklar”. “Bize düşünme pratikleri yaptırdıkları için de onlara teşekkür eder geçeriz”. “H