Kayıtlar

Nisan, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sovyet Sineması Ekseninde Bir Film: Kamo, Sosyalist Gerçekçilik, Araç-Amaç Diyalektiği ve Parti Üzerine Bir Deneme…

Resim
  Başlığa bak ne alakası var dedirtecek cinsten. Ama öyle değil. Arşimet’in dediği gibi bana bir destek noktası verin dünyayı yerinden kaldırayım. Haa destek noktası da arayıp durduğumuz yok. Bize bir silah verildi ve yağlayıp çalıştığını ve parladığını görüp o güne kadar duvarda asılı tutuyor da değiliz. Arayışlarımıza son verdik. Evet. Çünkü sürekli çalışan ve attığını vuran bir silahımız var. Her ne kadar teknoloji ve zaman ilerlese de gez gör arpacık yerine bir sürü havalı işlev eklense de biz silahı tutana ve tetiği çekene bakarız. Zira mermiyi hedefe gönderecek olan odur. Havalı bir giriş oldu sanırsam devam edelim.   Şimdi silahımızı hedefe doğrultmak yerine orasını burasını karıştıran, kabzasında daha fazla mermi olsun. Üzerinde hedefi daha büyük gösteren bir nişangah olsun. Merminin barutunu öyle bi yapalım ki iki kat hızlı gitsin diyenler olabilir. Olsun… Bize ne... “Onlar her zaman olacaklar”. “Bize düşünme pratikleri yaptırdıkları için de onlara teşekkür eder geçeriz”. “H

Jack Ma’nın Amozon’u, Çin Ekonomisi, Sosyalizm ve Küresel Finans Kapital Üzerine Notlar…

Resim
Aslında mesele çok uzun ve teorik bunu nasıl kısaltacağım ve anlaşılır biçimde formülize edeceğim üzerine baya kafa yordum. Konunun karmaşıklığı da başaşağı duran temel üretim ve bölüşüm ilişkilerinin kapitalizmin hırsızlığını gizlemek için oluşturduğu bir sürü araç, kurum, biçim ve yöntemden kaynaklanıyor. Koskoca Marx bile konuyu anlamak ve bu illüzyondan kurtarmak için 3 Cilt’i bulan ve hala tamamlanmamış “Kapital”i yazmıştı. Üstat zaten yazdığı için hiç öyle bir çabamız olmayacak merak etmeyin J )   Ekonomiyi çok kısa ve sade olarak anlatmak gerekirse emek hırsızlığı üzerine kurulmuş bir sistemin vicdanını rahatlatmak için pazarlık kisvesi altında ismine “sözleşme” adını verdiği üç kağıt oyunudur. Bizim sözleşmemiz ise kimse tam ve doğru bilgiye sahip olmadığı (Ki kapitalizm herkesin tam ve doğru bilgiye sahip olduğunu varsayar) ve ayrıca kimse sözleşme kapsamında eşit güce sahip olmadığı için (çünkü sözleşmeye hep bir çeşit zorunluluklar eşlik eder) tam bir yalandır. İllüzyondur

İlk Adım....

Resim
11.09.2047 Sağ bacağının kendinden bağımsız bir biçimde hareket ettiğini fark etti. Gergin değildi, canı da sıkılmıyordu. Bu sefer sabırsızdı. Eskiden kabul edilen maddenin üç hali gibi sağ bacağının da üç hali vardı. Her zaman randevularına bir iki dakika geç gelirdi. Bu sefer bir şekilde erken gitti. Bugün bütün her şey kendi kontrolünün dışındaymış gibiydi. Böyle zamanlarda kendini hayatın akışına bırakırdı. Akışı değiştirmek için direnmezdi. O şimdilik kendi zamanın akışına itkiyi yapmıştı; ilk adımı atmıştı; gerisi kendiliğinden gelecekti. Bütün olacaklara kendini hazır, bütün yönlendirmelere karşı güçlü, bütün çatışmalardan sağlam çıkacağını hissediyordu. Elinden geleni yaptığını düşündüğünde kendini soyut bir tanrı kadar güçlü hissederdi. Kendini hiçbir zaman özel biri olarak görmediği için bütün sorumluluklardan azade hissederdi. Tek sorun ona özel olduğunu söyleyen iç sesiydi. Bu sesle hep mücadele etti. Bu sesi annesine bağlardı hep. 11-12 yaşlarında koca bir eşek sıpası olma