Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi Tanıtım Konuşması




Yoldaşlar, Dostlar ve Birlikte mücadele etme iradesi göstermiş yurttaşlar Hoş geldiniz.

Dosta güven ve Düşmana korku vermek için bir tarihsel bir hatırlatma yapmak istiyorum. Konunun önemi için atlamamak, diğer temsilcilerin haklarını çiğnememek ve bir miktar da heyecandan okuyacağım.

Sınıfımı onun tarihsel haklılığını bilen örgütlü bir komünistim. İşçi sınıfının neferiyim. Dolayısı ile benim Türkiye Halk Temsilcileri Meclisine aday olmamın gayesi işçi sınıfı hareketini komünist bir öncü ile, kendi sınıfını temsil eden sosyalistlerle ve işçilerin tarafında aydınlarla birleştirmektir. Bir komünistin ve ziyadesiyle bir komünist partinin ilk ve temel görevi budur. Bu da işçi sınıfı iktidarına uzanmak demektir. Türkiye Halk Meclislerinin görevini de işçi sınıfını iktidara taşıma yolunda bir araç olarak görüyorum.

Geçtiğimiz aylarda 10 Eylül’de Kuruluşunu kutladığımız Türkiye Komünist Partisinin meşruiyeti de bu temel üzerine oturmaktadır. Tıpkı 1918-1923 yılları arasında kurulan Fransız, Yunan, İspanyol, İtalyan Komünist Partileri ve diğer Komintern Partileri gibi TKP kendi coğrafyasındaki işçi sınıfı hareketi, sosyalist hareketi ve aydın hareketini birleştirmişlerdir.

TKP üzerinde ayrıca emperyalizme karşı kurtuluş savaşı ve gericiliğe karşı iç savaşın getirdiği görevler yüklenmiştir. Görülüyor ki bu görevler hala üzerimizdedir. İşçi sınıfının, sınıf siyasetinin düzen siyasetinden bağımsızlığı ve kendi coğrafyasının özgün koşullarında kendini var edebilme görevi 10 Eylül 1920’den günümüze kadar sınıf savaşı ile birlikte ve paralel sürmektedir.

Bizim tarihimiz, sınıfsız zümresiz kaynaşmış bir kitle diye tarif edilen sermaye eğemenliğine karşı 1946 da kendi başını kaldıran, gövdesini sınıflar mücadelesi sahasına çıkaran işçi sınıfı hareketinden bağımsız anlatılamaz.

Bizim tarihimiz, 1963 Kavel Grevidir, 1965 Kozlu Direnişidir, 1966 Paşabahçe Grevidir. 1969 Alpagut 1970 Günterm özyönetim deneyimleridir. Burjuvaziyi tir tir titreten 15-16 Haziran İşçi Sınıfı Kalkışmasıdır. Darbeler bu yüzden yapılmış, Hükümetler bu yüzden birbirine girmiş, kanlı karşı devrimlerin sebebi bunlardır. 1980 darbesinden bu günlere gelen ismini sayamayacağım kadar çok ve önemli işçi sınıfı hareketinin grevlerin, işgallerin sosyalist harekettin öncülüğünden bağımsız oluşu birçok defa işçi sınıfının iktidarı elinden kaçırmasına sebep olmuştur. Artık tarihsel olarak buna müsaade edilemez. Sosyalist hareketin komünistlerin öncülüğünde işçi sınıfı ile birliği ve bütünlüğü işçi sınıfı iktidarı için elzemdir. Tarihimizin işçi sınıfı hareketinin haykırdığı “Üreten biziz yöneten de biz olacağız” “Fabrikalar Tarlalar Siyasi İktidar Her Şey Emeğin Olacak” sloganları ancak bu koşula bağlı olarak bir anlam bulur.

İşçi sınıfının iktidarı yolunda bir basamak olması için bu meclise terimi ve kanımı vereceğim. Yolumuz açık olsun….

https://twitter.com/THalkMeclisi



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zorunlu Bir Kadro Eğitimi Gerekçesi İle Oya Dönüşmeyen Siyasi Etkinlik Nedir?

Esir Alınmış TKP